top of page
Mike

Dilleri Öğrenirken Neden Dilleri Sevdiğinizi Hatırlamanın Önemi

Yazar: Mike (@mike_languages Twitter’da)

Huseyin Tarafından Çevrildi


A paper with an eraser and pencil on it, and a lightbulb drawn in pencil

Kendinize Sorun: Dil Tutkum Nereden Geldi?

Her şeyin başladığı ana geri dönmek, kendinizi kötü, çaresiz veya huzursuz hissettiğinizde harika bir stratejidir. Belki aileniz ya da arkadaşlarınız yüzünden, ya da sadece belirli bir dili; sesini ve etkilendiği kültürü beğendiğiniz için öğrenmek istemişsinizdir. Herhangi bir neden yeterince geçerlidir!


Benim için, ilk dil deneyimime döndüğümde aklıma gelen bir an var.


13 yaşındaydım ve tatil zamanıydı. Bir restoranda yemek yiyorduk ve İtalyanca bir menüyü okumaya çalıştığımı net bir şekilde hatırlıyorum. Karışık yüz ifadelerimiz hemen fark edilmiş olmalı ki, kısa süre içinde bir İngilizce menü geldi ama İtalyanca menüleri geri almadılar. Yeni başlayan bir dil bilimci olarak, iki menüyü yan yana koyup kelimeleri karşılaştırmaya karar verdim.


Bulgularımla, onları paylaşmak için heyecanla masaya koştum: “Hey millet! İtalyanca'da ‘pasta’ kelimesinin… salsa olduğunu biliyor muydunuz?” (‘salsa’ tabii ki ‘sos’ anlamına gelir)


Kuzenim Angus, kafamın arkasına vurana kadar devam ettim. “Kelimeler her dilde aynı sırayla gelmiyor!” dedi ve bu durumu açıkladı.


Sunset with a silhouette of a direction sign

Üç Yıl Sonra: Beklenmedik Bir Seçim

“Seçmek zorundasın.” Okul danışmanının sabrının kalmadığını hissedebiliyordum. Mezuniyetim yaklaşırken, başvuru formlarını gözden geçirirken onun ofisindeydim. “Başvurular iki gün içinde sona eriyor ancak bir kapak yazın bile yok!”

Sessizlik. Sanırım burada bir şeyler söylemem gerekiyordu, ama tamamen şaşkınlık içindeydim. Devam etti, “Michael… hayatının geri kalanında ne yapmak istediğini biliyor musun?” Sizi bilmiyorum ama bu, bir pazartesi sabahı sormak için BÜYÜK bir soru. Özellikle o sabah okula gitmek üzere otobüsü kaçırmaktan kıl payı kurtulmuş 16 yaşındaki bir çocuk için. Yine de, dürüst bir şekilde yanıt verdim. “Pek emin değilim, hanımefendi; ama bunun olduğunu sanmıyorum.” Zaman ayırdığı için teşekkür ettim, sakin bir şekilde ofisinden çıktım ve birden yüzümde bir gülümseme belirdi. Ne olacağını bilmiyordum ama artık dil öğrenmek ve başkalarına yardım etmek üzere farklı bir yoldan gitmek istediğime emindim.

Belki de sarsıcı bir deneyim gibi görünebilir, ama o görüşme bana hayatımda önemli olan şeyleri netleştirdi.


Gerçekten heyecan duyduğum şey ise Almanca sınıfımızla yapılacak Frankfurt gezisiydi. Almanya'nın Viersen şehrinde doğdum ama iki yaşındayken İngiltere'ye taşındık, bu yüzden çocukluğumda hiçbir şey öğrenmediğim için sınıf gezisi sırasında daha fazla Almanca öğrenmekten heyecanlıydım.


Bu yüzden, işler istediğiniz gibi gitmese bile, öğrenilecek bir şeyler her zaman vardır.


A child from the back looking at a musem with people

Başladığınız Yeri Hatırlamanın Önemi

İtalya’daki hayatın basit olduğunu ve kelimelerin sadece aynı düzen sıralandığını düşündüğüm o anı düzenli olarak hatırlıyorum. Şimdi dillerin o kadar basit olmadığını bilsem de, o ilk merak anısının karmaşık yapılarla veya deneme yazılarıyla uğraştığım günlerde bana yardımcı olduğunu biliyorum.


O an aynı zamanda süreci karmaşıklaştırmamamı ve dillerin maceralarını keyifle yaşamamı hatırlatıyor.


Çocukken merak ettiğiniz zamanlarınızı geri düşünün, bu meraklı duyguları koruyun ve hata yapmayı kabullenin. Bunu yaparak, kendinizi şüpheden tamamen muaf ve eleştirilere geçilmez bir hale getirirsiniz.


Hepimiz çocukken ilk dilimizi öğrendik, bu yüzden o yenilmez çocuk bakış açısını benimseyin ve masum merakınızı koruyun. Bu, dil öğrenmenin acımasız saldırısında sizi güçlü kılacaktır.


Motivasyonunuzu Kaybettiğinizi Hissettiğinizde Fikirler:

  • Nedenlerinizi bir post-it'e yazın ve her gün göreceğiniz bir yere koyun

  • Dil öğrenme nedeninizi açıklayan bir günlük yazın

  • Bir arkadaşınız veya bir dil öğrenme arkadaşınızla konuşun ve öğrenme yolculuğunuzu onlara anlatın

  • Geriye dönüp bakın ve ne kadar ilerlediğinizi görün

  • İşler gerçekten zorlaşırsa, neyin geliştirilebileceğini düşünün ve tutkunuzu ilk başta neyin ateşlediğini gözden geçirin – belki oradan motivasyon kazanabilirsiniz.


Sonunda, her zaman değer. Kendinize, bu yolculuğa başladığınızdaki nedenlerinizi hatırlatın.


Kişisel olarak, ana dili İngilizce olmayanların İngilizce’yle uğraşacaklarını düşündüklerinde yüzlerindeki o ışıldamayı seviyorum, ancak küçük Portekizce'mle onlara yardımcı olabildiğimde mutku oluyorum ve rahatlıyorum.


Seyahat ederken nere olursa olsun kibar olabilme hissini seviyorum, başkalarının beni ‘cahil bir İngiliz turist’ olarak bekledikleri zaman.


Dünyanın dört bir yanından insanlarla tanışmayı ve onların kültürünü, ülkelerini ve mizahlarını deneyimlemeyi seviyorum.


Dillerin bana sağladığı iş imkanlarını seviyorum.


Dil öğrenmede siz neleri seviyorsunuz? Twitter veya Discord’da #MyLanguageWhy etiketiyle bize bildirin!


Okuduğunuz için teşekkürler ve umarım amacınızı, dil öğrenme nedeninizi bulur ve hatırlarsınız.


- Mike (@mike_languages Twitter’da)

 

Mike Hakkında

Ben, İngiltere’den Marmite yiyen, dağlarda kayak yapan, futbol seven bir kampanyacı (ENFP-A) kişilik tipiyim. Başkalarıyla çalışmayı seviyorum ve diller bunun dünya çapında mümkün olmasını sağlıyor. Dünyayı deneyimlemek için dil tutkumla askere gittim. 7 yıl hizmet ettikten sonra, şimdi başkalarına dillerle ufuklarını nasıl genişletebileceklerini öğretmek istiyorum.


Huseyin Hakkında

Huseyin, Türkiye’de yaşayan bir öğrencidir. Dil öğrenmeyi sever. Poliglot olmak ve diplomasi okumak istemektedir. Video oyunları oynar ve kodlama yapmayı sever. Ayrıca, 3D modeller yapmak için Blender öğrenir. Müzik dinlemeyi sever. İspanyolca seviyesi, A1 düzeyindedir.

bottom of page